Ana Sayfa |

ergenlik çağında yaşanan depresyonlar


ERGENLERDE DEPRESYON ve TEDAVİSİ


Ergenlik döneminde yaşanan fiziksel, duygusal, psiko-sosyal ve sosyal değişimler bireyi derin bir biçimde etkiler. Fiziksel değişimlere bağlı olarak kendi bedenini ve cinselliği keşfeden ergenler bu alanlarla ilgili sorunlar yaşayabilirler. Kişisel kimliğin kurulduğu bu dönemde birey, ‘ben kimim?”, “hayatın anlamı ve amacı ne?’ gibi kritik sorulara yanıt arar. . Ergenlik, kişisel kimliğin kurulmasıyla, toplumun bir üyesi olarak kendi rolünü belirginleştirme arasındaki dengeyi kurma mücadelesidir.

Depresyon, çok çeşitli durumlara ve stres yaratan faktörlere karşı verilen bir tepkidir. Ergenlerde depresif duygu durumu yaygın olarak görülebilmektedir, çünkü bu normal olgunlaşma/büyüme sürecinin, bu sürece eşlik eden stres faktörlerinin, seks hormonlarının ve bağımsızlığını elde etmek için anne-babayla çatışmanın bir parçası olabilmektedir. Depresif duygu durumu, bir arkadaşın ya da akrabanın ölümü, sevgiliden ayrılmak ya da okulda başarısız olmak gibi rahatsızlık verici olaylara ve durumlara karşı bir tepki de olabilir. Özgüvenleri düşük, kendilerini kıyasıya eleştiren, olumsuz olaylar ve durumlar üzerinde kontrol gücünün olmadığını düşünmeye eğilimli ergenlerde, stres yaratan olaylar ve durumlarla karşılaşma depresyon riskini arttırabilmektedir.

ERGENLERDE DEPRESYONUN BELİRTİLERİ

Ergenlerde depresyon tanısı koymak zor olabilmektedir, çünkü ergenlik döneminde duygusal iniş ve çıkışlar normal bir süreç de olabilmektedir. Bazen dünyanın harika bir yer olduğu düşüncesiyle kendini iyi hisseden ergen, bazen de hayatın berbat bir şey olduğunu düşünebilir. Bu düşünceler birkaç saat içinde değişebileceği gibi birkaç gün bile sürebilir.

Depresif duygu durumunun sürekli olması, okul başarısının düşmesi, aileyle ve arkadaşlarla ilişkilerde sorunlar yaşanması, madde bağımlılığı ve diğer olumsuz davranışlar depresif epizodu işaret ediyor olabilir. Bu dönemde depresyon riskini arttıran faktörleri şöyle sıralayabiliriz: ebeveynlerden birini ölüm ya da boşanma nedeniyle kaybetme, çocukluk döneminde fiziksel ve cinsel tacize maruz kalmak, sosyal beceri eksikliği, kronik hastalıklar ve aile bireylerinden birinde depresyon hikayesinin olması.

Aşağıda sıralanan belirtiler iki haftadan daha fazla sürerse depresyon riskinden söz edilebilir:
Okul başarısının düşmesi
Arkadaşlardan ve sosyal etkinliklerden uzak durmak
Üzüntülü ve umutsuz ruh hali
Enerjinin ve motivasyonun düşük olması, hiçbir şeyden zevk alamama
Öf keli olma
Eleştirilere karşı aşırı tepkili olma
İdeallerine ulaşamayacağını hissetme
Özgüvenin düşük olması, suçluluk duyguları
Kararsızlık, konsantre olamama, unutkanlık
Huzursuzluk
Yemek ve uyku örüntüsünde değişiklikler
Madde bağımlılığı
Otorite figürleriyle sorunlar
İntihar düşüncesi

Ergenler, depresif duygu durumundan kaçınmak için uyuşturucu ya da alkol kullanabilir ya da rastgele cinsel ilişkiler kurabilir. Ergenler, düşmanca, saldırganca ve riskli davranışlarla da depresyonlarını ortaya koyabilirler. Ancak bu davranışlar onların sadece yeni sorunlar yaşamalarına neden olur, depresif duygu durumları derinleşir ve arkadaşlarıyla, aileleriyle ve okul yönetimiyle ilişkilerine zarar verir.

ERGENLERDE DEPRESYON TEDAVİSİNİN ÖNEMİ ÜZERİNE

Depresyon ciddi bir durumdur ve tedavi edilmezse ergen bireyin hayatını tehdit eder bir duruma gelebilir. Eğer ergen tedavi görmeyi reddederse, aile üyelerinin ya da ergenle ilgilenen diğer yetişkinlerin bir uzmandan yardım alması faydalı olabilir.

Depresyon tedavisinde ilaç ve psikoterapi kullanılmaktadır. İlaç depresyonun semptomlarını gidermekte etkilidir. Özellikle ilaç tedavisiyle birlikte yürütülen psikoterapi etkili çözümler sağlamaktadır.

Psikoterapi, ergene neden depresyona girdiğini anlamasına ve stresli durumlarla nasıl baş edeceğini öğrenmesine yardımcı olur. Duruma bağlı olarak terapi, bireysel, grup ya da aile terapisi şeklinde yürütülür.

Depresyonda olan ergenin yardıma ihtiyaç duyduğunu kabul etmesi iyileşme yönünde atılmış önemli bir adımdır. Ancak, yardıma ihtiyaç duyduğunu ve bunun için adım atması gerektiğini kabul eden ergenlerin sayısı görece az olabilmektedir. Bu nedenle arkadaşlarının ve ailesinin desteği, teşvik edici önerileri önemlidir.

Majör depresyonla ilgili bilgiler (Ağır depresyon)

MAJÖR DEPRESYON (Ağır depresyon)

Ağır depresyon diyebilmek için aşağıdaki belirtilerden
en az dördünün en az iki haftadır sürüyor olması gerekir:

1-Uyku bozuklukları sıktır. Uykusuzluk, gece sık sık uykudan uyanma tekrar uykuya dalamama, sabah erken uyanıp tekrar uyuyamama veya fazla uyuma şeklinde olabilir.

2-Yeme sorunları sıktır. Az yeme ve buna bağlı kilo kaybı veya fazla yemeye bağlı kilo alımı olabilir.


3-Değersizlik, umutsuzluk ve suçluluk duyguları olur. Hastalar genelde bir işe yaramadıklarını düşünürler. Gelecek ümitsiz ve karanlıktır. Hiçbirşey iyiye gitmeyecektir. Depresyona bağlı oluşan üzüntü ve umutsuzluk o kadar şiddetlidir ki hastalar yaşama olan ilgisini kaybeder, hiçbir şeyden zevk alamaz olur. Cinsel isteksizlik görülür ve hastalar çoğu zaman yataktan çıkmak ve yemek yemek istemezler Hastaların kendini suçlama eğilimi yoğundur. Suçluluk duyguları genelde yersizdir. Örneğin çok eskiden yaşanmış olaylar ve yapılan hatalar tekrar hatırlanır ve bunlara karşı suçluluk duyguları hissedilir. Veya nedensiz yere bir takım olaylardan kendisinin sorumlu olduğu ve suçun kendisinde olduğu düşünceleri gelişir. Hastalar genelde bu düşüncelerden uzaklaşamadıklarını beyinlerinin sürekli eski hatalarla meşgul olduğunu bunun çok saçma olduğunu bildiklerini ancak düşüncelerini frenleyemediklerini söylerler.

4-Konsantrasyon güçlüğü, karar verme güçlüğü vardır. İşe veya derse konsantre olmak güçleşmiştir. Örneğin hastalar ders çalışırken bir sayfanın sonuna geldiğinde dalıp gittiğini ve ne okuduğunu anlamamış olduğunu görür aynı sayfayı tekrar tekrar okurlar. En ufak konularda karar verme güçlüğü içinde olduklarını hissederler.


5-Enerji azlığı, sürekli yorgun hissetme, herşeye karşı isteğini kaybetme, duygusal olarak birşey hissedememe. Genelde sabahları yataktan yorgun kalkılır.Gün boyunca yorgunluk hissi devam eder. Eskiden zevkle yaptıkları işleri yapmak istemez, yalnız kalmayı tercih ederler. Hastalar bazen çocuklarına ve eşlerine karşı birşey hissedemediklerini sanki duygularının öldüğünü söylerler ve bu durumdan dolayı suçluluk duyduklarını ifade ederler.


6-Ölme isteği olabilir. En hafif şeklinde hastalar “allahım canımı al da kurtulayım” diye düşünürler. İntihar düşünceleri veya intihar girişimi olabilir. Çoğu hasta intihar düşüncelerinin yoğun olduğunu ancak dini açıdan intiharın kabul edilemez olduğunu bildikleri için girişimde bulunmadığını ifade eder. Veya ölürlerse çocuklarına kimin bakacağını bilmedikleri için yaşamak zorunda olduklarını ifade ederler. Bazıları ne yolla intihar edeceğinin planlarını yapar. Bazıları da ancak intihar girişiminde bulunduktan sonra tedaviye gelir.


Bu hastalığa bağlı ortaya çıkan belirtiler genelde başka hastalıkları akla getirir ve çoğu kişi bu belirtilerin depresyona bağlı olarak ta oluşabileceğini düşünmez. Sıklıkla bu hastalar psikiyatri dışında doktorlara başvururlar veya kendi başlarına tedavi etmeye çalışırlar. Psikiyatriye başvuran hastaların çoğu başka bölümlerde çalışan hekimler tarafından bize yönlendirilmiştir. Çoğu hastada diğer hekimler tarafından psikiyatriye yönlendirildikleri için öfkelidir. Bazıları toplumsal baskıdan çekinip gelmek istemez, gelenler de bir an önce işini bitirip gitmek ister. Ancak çağımızın en sık görülen hastalıklarından biri olan ve tedavi edilmediği taktirde ölümle sonuçlanabilen bu hastalığın tedavisi için uzmana başvurmak şarttır. Uygun tedavi edildiği taktirde tamamiyle düzelen bu hastalık uzun sürdüğü taktirde kişinin aile, iş ve sosyal uyumunu bozmakta kişinin evliliğinin yıkılmasına, işinden ayrılmaya, arkadaş ilişkilerinin bozulmasına yol açabilmektedir. Son yıllarda üzerinde durulan bir başka konuda depresyon geçirmekte olan anne ve babaların çocuklarının bundan nasıl etkilendiğidir. Yapılan araştırmalar bu çocuklarda küçük yaşlarda kaygıda artma olduğunu ergenlik döneminde olan kız çocuklarında görülen depresyon oranında artma olduğunu gençlik dönemindeki erkek çocuklarda ise alkol ve madde kullanımına yönelme olduğunu göstermektedir.. Bir an önce tedavi olmak çocukların maruz kaldıkları bu travmanın süresini kısaltacak ve dolayısı ile yaşamın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkan bu bozuklukların oranında düşme olacaktır.


6-Ölme isteği olabilir. En hafif şeklinde hastalar “allahım canımı al da kurtulayım” diye düşünürler. İntihar düşünceleri veya intihar girişimi olabilir. Çoğu hasta intihar düşüncelerinin yoğun olduğunu ancak dini açıdan intiharın kabul edilemez olduğunu bildikleri için girişimde bulunmadığını ifade eder. Veya ölürlerse çocuklarına kimin bakacağını bilmedikleri için yaşamak zorunda olduklarını ifade ederler. Bazıları ne yolla intihar edeceğinin planlarını yapar. Bazıları da ancak intihar girişiminde bulunduktan sonra tedaviye gelir.


Bu hastalığa bağlı ortaya çıkan belirtiler genelde başka hastalıkları akla getirir ve çoğu kişi bu belirtilerin depresyona bağlı olarak ta oluşabileceğini düşünmez. Sıklıkla bu hastalar psikiyatri dışında doktorlara başvururlar veya kendi başlarına tedavi etmeye çalışırlar. Psikiyatriye başvuran hastaların çoğu başka bölümlerde çalışan hekimler tarafından bize yönlendirilmiştir. Çoğu hastada diğer hekimler tarafından psikiyatriye yönlendirildikleri için öfkelidir. Bazıları toplumsal baskıdan çekinip gelmek istemez, gelenler de bir an önce işini bitirip gitmek ister. Ancak çağımızın en sık görülen hastalıklarından biri olan ve tedavi edilmediği taktirde ölümle sonuçlanabilen bu hastalığın tedavisi için uzmana başvurmak şarttır. Uygun tedavi edildiği taktirde tamamiyle düzelen bu hastalık uzun sürdüğü taktirde kişinin aile, iş ve sosyal uyumunu bozmakta kişinin evliliğinin yıkılmasına, işinden ayrılmaya, arkadaş ilişkilerinin bozulmasına yol açabilmektedir. Son yıllarda üzerinde durulan bir başka konuda depresyon geçirmekte olan anne ve babaların çocuklarının bundan nasıl etkilendiğidir. Yapılan araştırmalar bu çocuklarda küçük yaşlarda kaygıda artma olduğunu ergenlik döneminde olan kız çocuklarında görülen depresyon oranında artma olduğunu gençlik dönemindeki erkek çocuklarda ise alkol ve madde kullanımına yönelme olduğunu göstermektedir.. Bir an önce tedavi olmak çocukların maruz kaldıkları bu travmanın süresini kısaltacak ve dolayısı ile yaşamın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkan bu bozuklukların oranında düşme olacaktır.


6-Ölme isteği olabilir. En hafif şeklinde hastalar “allahım canımı al da kurtulayım” diye düşünürler. İntihar düşünceleri veya intihar girişimi olabilir. Çoğu hasta intihar düşüncelerinin yoğun olduğunu ancak dini açıdan intiharın kabul edilemez olduğunu bildikleri için girişimde bulunmadığını ifade eder. Veya ölürlerse çocuklarına kimin bakacağını bilmedikleri için yaşamak zorunda olduklarını ifade ederler. Bazıları ne yolla intihar edeceğinin planlarını yapar. Bazıları da ancak intihar girişiminde bulunduktan sonra tedaviye gelir.


Bu hastalığa bağlı ortaya çıkan belirtiler genelde başka hastalıkları akla getirir ve çoğu kişi bu belirtilerin depresyona bağlı olarak ta oluşabileceğini düşünmez. Sıklıkla bu hastalar psikiyatri dışında doktorlara başvururlar veya kendi başlarına tedavi etmeye çalışırlar. Psikiyatriye başvuran hastaların çoğu başka bölümlerde çalışan hekimler tarafından bize yönlendirilmiştir. Çoğu hastada diğer hekimler tarafından psikiyatriye yönlendirildikleri için öfkelidir. Bazıları toplumsal baskıdan çekinip gelmek istemez, gelenler de bir an önce işini bitirip gitmek ister. Ancak çağımızın en sık görülen hastalıklarından biri olan ve tedavi edilmediği taktirde ölümle sonuçlanabilen bu hastalığın tedavisi için uzmana başvurmak şarttır. Uygun tedavi edildiği taktirde tamamiyle düzelen bu hastalık uzun sürdüğü taktirde kişinin aile, iş ve sosyal uyumunu bozmakta kişinin evliliğinin yıkılmasına, işinden ayrılmaya, arkadaş ilişkilerinin bozulmasına yol açabilmektedir. Son yıllarda üzerinde durulan bir başka konuda depresyon geçirmekte olan anne ve babaların çocuklarının bundan nasıl etkilendiğidir. Yapılan araştırmalar bu çocuklarda küçük yaşlarda kaygıda artma olduğunu ergenlik döneminde olan kız çocuklarında görülen depresyon oranında artma olduğunu gençlik dönemindeki erkek çocuklarda ise alkol ve madde kullanımına yönelme olduğunu göstermektedir.. Bir an önce tedavi olmak çocukların maruz kaldıkları bu travmanın süresini kısaltacak ve dolayısı ile yaşamın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkan bu bozuklukların oranında düşme olacaktır.


6-Ölme isteği olabilir. En hafif şeklinde hastalar “allahım canımı al da kurtulayım” diye düşünürler. İntihar düşünceleri veya intihar girişimi olabilir. Çoğu hasta intihar düşüncelerinin yoğun olduğunu ancak dini açıdan intiharın kabul edilemez olduğunu bildikleri için girişimde bulunmadığını ifade eder. Veya ölürlerse çocuklarına kimin bakacağını bilmedikleri için yaşamak zorunda olduklarını ifade ederler. Bazıları ne yolla intihar edeceğinin planlarını yapar. Bazıları da ancak intihar girişiminde bulunduktan sonra tedaviye gelir.


Bu hastalığa bağlı ortaya çıkan belirtiler genelde başka hastalıkları akla getirir ve çoğu kişi bu belirtilerin depresyona bağlı olarak ta oluşabileceğini düşünmez. Sıklıkla bu hastalar psikiyatri dışında doktorlara başvururlar veya kendi başlarına tedavi etmeye çalışırlar. Psikiyatriye başvuran hastaların çoğu başka bölümlerde çalışan hekimler tarafından bize yönlendirilmiştir. Çoğu hastada diğer hekimler tarafından psikiyatriye yönlendirildikleri için öfkelidir. Bazıları toplumsal baskıdan çekinip gelmek istemez, gelenler de bir an önce işini bitirip gitmek ister. Ancak çağımızın en sık görülen hastalıklarından biri olan ve tedavi edilmediği taktirde ölümle sonuçlanabilen bu hastalığın tedavisi için uzmana başvurmak şarttır. Uygun tedavi edildiği taktirde tamamiyle düzelen bu hastalık uzun sürdüğü taktirde kişinin aile, iş ve sosyal uyumunu bozmakta kişinin evliliğinin yıkılmasına, işinden ayrılmaya, arkadaş ilişkilerinin bozulmasına yol açabilmektedir. Son yıllarda üzerinde durulan bir başka konuda depresyon geçirmekte olan anne ve babaların çocuklarının bundan nasıl etkilendiğidir. Yapılan araştırmalar bu çocuklarda küçük yaşlarda kaygıda artma olduğunu ergenlik döneminde olan kız çocuklarında görülen depresyon oranında artma olduğunu gençlik dönemindeki erkek çocuklarda ise alkol ve madde kullanımına yönelme olduğunu göstermektedir.. Bir an önce tedavi olmak çocukların maruz kaldıkları bu travmanın süresini kısaltacak ve dolayısı ile yaşamın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkan bu bozuklukların oranında düşme olacaktır.


majör depresyonla ilgili alıntılarımıza devam edecek olursak :


*** aile lanetidir. üç kuşak bu hastalığın pençesinde kıvranmış zaten sonra da kıvranacak herhangi bir kuşak kalmadığından biraz daha hayatı hafife almayı keşfetmiştir geride kalanlar. kilo kaybı.. evet, geçici safiye ayla görüntüsü.. tamam, ama nereye kadar. herşeyin bir sonu vardır. majör depresyondan kurtulan kimse ikinci hayatına başlar ve hafızasının önemli bir kısmını bile isteye siler


***3 tam bir yarım 2 tam bir yarım seslerle yaşanan depresyondur.


*** dönem dönem halının altına attığınız duyguların hep beraber çoşmasıdır.



Hastalıkların depresyonla olan ilişkisi

Kronik hastalıklarda depresyonun görülme oranı bir hayli yüksektir. Kronik hastalıklar ve bu hastalıklardan muzdarip olan bireylerde depresyon semptomlarının görülme oranı aşağıda sıralanmıştır:

• Kalp krizi: hastaların % 40-65’inde

• Parkinson hastalığı: hastaların % 18-20’sinde

• Multiple Sclerosis: hastaların %40’ında

• Felç: hastaların % 10-27’sinde

• Kanser: hastaların % 25’inde

• Şeker hastalığı: hastaların %25’inde


Ancak kronik hastalıklar bazı kişilerde depresyona neden olabilmektedir.Kronik hastalıklar, çok uzun süre davam eden ve tam olarak tedavi edilemeyen hastalıklardır. Şeker hastalığı, böbrek, kalp hastalıkları, AIDS ve multiple sclerosis gibi hastalıklar bu grup içerisindedirler. Bu hastalıklar tam olarak tedavi edilemiyor olsalar bile, ilaç tedavisiyle, özel diyetler ve diğer tedbirlerle kontrol altına alınabilmektedir.


Kronik hastalık teşhisi konulan kişiler, hastalıklarına ve tedavi programlarına göre yaşamlarını tekrar düzenlemek zorunda kalmaktadırlar. Hastalıkları, bağımsızlıklarını, yaşam biçimlerini, kendilerini ve diğer insanları algılayışlarını etkileyebilmektedir. Bu nedenle, kronik hastalık teşhisi konulan hastalarda üzüntünün ve umutsuzluğun olması bir dereceye kadar normal olarak görülmelidir. Yapılan araştırmalara göre kronik hastalık teşhisi konulan her üç kişiden birinde depresyon semptomları görülmektedir. Kronik hastalıklarla bağlantılı olan fiziksel değişimler depresyonu tetikleyebileceği gibi, birey hastalığın beraberinde getirdiği zorluklara karşı psikolojik olarak tepki veriyor da olabilir.





Hastalar ve hasta yakınları, çoğunlukla depresyon semptomlarını görmezden gelirler ya da bu semptomların kronik bir hastalıkla mücadele eden bir kişide görülmesinin normal olduğunu düşünürler. Ayrıca, bazı durumlarda depresyon semptomları diğer tıbbi durumlar tarafından maskelenebileceği ve başka bir biçimde ele alınabileceği için depresyonun tedavisi de yapılamamaktadır. Her iki hastalığın da tedavisinin yapılması çok önemlidir.

Kronik hastalıkları olan bireylerde görülen depresyonun tedavisi, diğer kişilerde uygulanan depresyon tedavisine benzerdir. Erken teşhis ve tedavi önemlidir. Böylelikle kişinin yaşadığı duygu durumu değişmekte ve komplikasyon ve intihar riski azalmaktadır. Depresyon tedavisi gören kişilerde genel tıbbi durumun iyiye gittiği, yaşam kalitesinin yükseldiği ve kronik hastalıkları için uygulanan tedaviye daha iyi uyum sağladıkları gözlenmiştir.

Depresyon tedavisinde, ilaç ve psikoterapi yöntemleri uygulanmaktadır. Kronik hastalığın tedavisini üstlenen doktorun, depresyon tedavisi için yönlendirmesi ve her aşamadan haberdar olması önemlidir.

Kronik Hastalıklarla Başetmek İçin ip Uçları:
Hastalığın fiziksel etkileriyle birlikte yaşamayı öğrenin,
Tedavinizin nasıl yapılacağını ve bu konuda sizin üstünüze düşen sorumlulukları öğrenin,
Doktorunuzla her konuda açık bir şekilde konuşun,
Olumsuz duygularla başedebilmek için duygusal dengenizi korumaya çalışın,
Özgüveninizi ve kendinize dair olumlu fikirlerinizi korumaya çalışın,

Herhangi bir kronik hastalık depresyonu tetikleyebilir, ancak ağır bir kronik hastalığın olması ve bu hastalığın bireyin hayatını büyük ölçüde etkiliyor olması depresyon riskini de arttırmaktadır. Kronik hastalığın ağrıya ve yorgunluğa neden olduğu durumlarda, kronik hastalığa bağlı olarak gelişen depresyon, hastalığı ağırlaştırabilir. Depresyon ağrıların şiddetini arttırabilir.

Depresyon semptomları görülür görülmez bir uzmandan yardım alın.

depresyonun kişideki bilişsel nedenleri nelerdir

depresyonun kişideki bilişsel nedenleri nelerdir buna birlikte bir göz atalım


1. Bilgi işlemede ve algılamada sistematik hataların olması:


-Olumlu Olayları Küçümseme
-Olumsuz Olayları Abartma
-Ya Hep Ya Hiç Tarzında Düşünme
-Olumsuz Olaylardan Yola Çıkarak Aşırı Genellemelerde Bulunma
-Seçici Olarak Olumsuza Odaklanma ve Olumlu Şeyleri Gözden Kaçırma
-Olaylardan Keyfi ve Kendine Göre Çıkarsamalarda Bulunma

2. Olumsuz düşüncelerin otomatik olarak ortaya çıkması: Kişi daha önceden plan yapmadığı ve düşünmediği halde bu olumsuz düşünceler otomatik olarak ortaya çıkar.

3. Olumsuz üçlü: Kişinin kendine, çevresine ve geleceğe yönelik olumsuz değerlendirmelerde bulunması.

4. İşlevsel olmayan şemalar : Bu işlevsel olmayan şemalar çocukluk döneminde başlayan ve yaşam boyu gelişen oldukça güçlü sayıtlılardır .


Kişi kendini başarılı görmek için her alanda başarılı olmak gerektiği hissine kapılması yanlıştır. Böyle düşünceler insanı depresyona sürükleyebilir

reklam

Depresyonun Başlıca Nedenleri Nelerdir

Depresyonun Nedenlerine gelin hep birlikte bir göz atalım


* Partner, evlilik, aile sorunları
* Doğum ve hamilelik süreci
* Büyük üzüntülere neden olabilecek kayıplar ve yas
* Mevsim değişiklikleri
* Hamilelik ve lohusalık süreci
* Ülke, şehir değiştirme, yeni yaşam koşulları
* Menapoz - Antrapoz dönemi
* Bazı hastalıklar ( Kanser, Multiple Skleroz, Epilepsi, Aids vb. )
* Bazı ilaçlar ( Kardiyak ve hipertansifler gibi )
* Fazla alkol kullanımı
* Kalıtsal yatkınlık
* Olumsuz yaşam olayları ile karşılaşma
* İş yaşamı sorunları

depresyon nedir

depresyon nedir birlikte tanımlayalım

Depresyonun temelinde daha önceden isteyerek ve severek yaptığı günlük aktivitelere karşı isteksizlik ve hayattan zevk alamama durumu vardır.

Bu durumda kişi her şeyi olumsuz olarak değerlendirerek karamsarlık düşünceleri ile geçmişi ve geleceği düşünmeye başlar. Bu düşünceler istemese de kişinin aklına gelir. Yani günlük yaşantıda her şeyin olumsuz taraflarını görür.

Ek olarak depresyondaki kişide kederli ve üzgün bir duygudurum ile birlikte görülen bazı değişiklikler zamanla oluşur.

Yalnız normal sınırlarda kabul edilecek gün içerisindeki duygulanımdaki çökkünlükler depresyon sayılmaz. Depresyon diyebilmemiz için aşağıda sıralanmış belirtilerin gün içerisinde hemen hemen gün boyu ve en az son on beş gündür devam ediyor olması gerekir.



* Hemen her gün uykusuzluk yada aşırı uyku hali.

* Hemen her gün kendini değersiz hissetme,küçük görme,kendini beğenmeme,suçlu ya da günahkar hissetme hali.

* Diyet uygulanılmamasına karşın önemli derecede kilo kaybı ya da alımı ( bir ay içinde vücut ağırlığının %5 inden fazlasının artması ya da azalması) ya da hemen her gün iştahta artma yada azalmanın olması.

* Hemen her gün olağan beyinsel ve vücutsal işlevsellik, hareketlilik halinde azalma ya da huzursuzluk

* Tekrarlayan ölüm düşünceleri,intihar planları veya eylemlerinin varlığı.

* Hemen her gün ve günün büyük bir kısmında gözlenen çökkün bir duygu-durum hali ( kendini mutsuz, ağlamaklı, kederli hissetme hali).

* Hemen her gün yaklaşık gün boyu süren tüm ya da çoğu etkinliğe karşı ilgi ve zevk almada azalma (daha önce keyif alınan işler, hobiler ve alışkanlıklardan artık hoşlanmama , bıkkınlık, cinsel isteksizlik ).

* Hemen her gün halsizlik ,yorgunluk hisleri,daha önceki günler kadar enerjik hissetmeme.



* Hemen her gün düşünme ya da konsantrasyon yeteneğinde azalma olması (konuşulanlara, okunan şeylere, izlenilen dikkatini verememe, gibi) ya da kararsızlık hali.


Depresyon İlaçları kullanımında nelere dikkat edilmeli?

Modern ilaçlar, kullanılırsa çok yüksek dozda kullanılsa bile ölüm olaylarının görülmesi çok nadirdir.

fakat klasik dediğimiz trisiklik antidepresanlar, yüksek dozda alındığında intihar eğilimi riskini arttırarrak ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Bu klasik ilaçların toksik zehirlenme etkisi yüksektir. Bu nedenle günümüzde depresyon durumlarında modern ilaçların kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

depresif insanlardan

Anksiyete Depresyon endişeli üzerinde başlıyoruz?

Kim çok fazla beyin gücü uygularsa o insanlarda genellikle değişik fiziksel egzoz faaliyetler gösterir, aynı zamanda üzerinde zamanla açığa çıkan bazı eski iyi zamanlarını hatırlama ihtiyaçları ortaya çıkar.

kim daha rahatlatıcı işler üzerinde çalışır ve rahat bir yaşam sürerse o depresyona düşmekten uzak bir yaşam sürer ve mutlu bir hayat geçirebilir.

yoğun çalışan birçok insan sinir krizi ve durumlar karşısında olay çıkarma konusunda diğer insanlardan daha fazla eğilim sahibidir.
anksiyete, depresyon ve ruhsal hastalıklar bu nedenle günümüzde her kişinin başına gelebilir

Sürekli endişelenen ve fussing sendromları yaşayanlar için anksiyete, depresyon tedavisi gibi günümüzde gelişen başka tedavilerle birlikte tedaviler mevcuttur


Anksiyete, depresyon aslında hile ve kim sorununun kişiden düzensiz davranışı her türlü tarafından bu usuallu bazı stres kaynaklanmaktadır karakterize kolayca bir kişinin aşırı sinirlilik ve stres neden eğiliminde olabilir tetikler.

Ayrıca, kim kolayca sinir stresli faaliyetleri üzerinde olsun eğilimi birçok insan aslında anksiyete depresyon için, ve onun sadece bir konuda güçlü olma eğilimli ne zaman zor ve stres eğilimli faaliyetlerine karşı karşıya gelir zorladı.
It's pretty başta üstesinden gelmek için, zor olabilir ancak sakin çalışıyorum ve aşırı basınç kere cool in gerçekte tamamen downward spiral gitmekten akıl sağlığı tasarruf edeceksiniz.


Zaman etkili bir ruhsal hastalık nedeniyle kendi kendini tedavi konusunda bir akılda ki gerçekte kendinize karşı dürüst olmak tutmalısınız ve depresyon ya da gerçekte var, saygın psikiyatrist kendinizi doğru tanısı olsun gitmek akıl hastalığı ne tür değerlendirmek hem kendiniz için doğru depresyon tedavisi görmek mümkün. Burada depresyonun çeşitli türleri vardır:

Manik depresyon ya da Bipolar - kişinin ruh halinde ani ve aşırı değişiklikler ile karakterize hususta bir dakika o Euphoria yükseltilmiş bir durumda iken
sonraki dakika (gün veya hafta) o kişisel bir cehenneme olmak duygusudur.

Doğum sonrası depresyon - uzun bir üzüntü ve boşluk hissi yeni bir anne ile karakterize yönden çocuğun doğum sırasında fiziksel stres, yeni doğan bebeğin karşı sorumluluk belirsiz bir anlamda sadece bazı olası faktörlerin neden bazı yeni anne bu geçmesi olabilir.

Dysthimia - depresyon ile hafif bir benzerlik ile karakterize, bu zaman olmasına rağmen, daha az şiddetli bir yeri olmalı, ama her durumda elbette ile hemen tedavi edilmelidir kanıtlanmış oldu.

Cyclothemia - Bu zihinsel hastalıktan Manic veya Bipolar depresyon yönden bireysel acı ile hafif bir benzerlik ile karakterize bazen insanın ruh ciddi değişiklikler muzdarip olabilir.

Mevsimsel duygudurum bozukluğu - bir tekdüzelik içinde düşen belirli mevsimlerde (örneğin, Kış, Bahar, Yaz ve Güz) çalışmaları ancak sadece sırasında karakterize kanıtlamak daha fazla kişi
aslında bir azgınlık daha Kış ve Sonbahar mevsimi ve son olarak da, ruhsal değişim, neyin sırasında bir kişinin ruh hali mutlu dan üzgün için kızgın sadece kısa sürede kaydırabileceğini fall.

Ama depresyon aslında oldukça insanlar arasında yaygın olduğu kanıtlanmıştır türü aslında aşırı şeyler hakkında endişeli olma durumu ile karakterize depresyon anksiyete vardır. Anksiyete, aslında bir kişi ilk tarih sinirlilik veya yorucu sınav ertesi gün gibi belirli bir stresli etkinliği daha ayarlamanıza yardımcı olacak bir sözde normal bir davranış. Anksiyete gerçekten "belli" zor durumlarda doğru bakacak kadar psyched olsun yardımcı olur; anksiyete nedenle aslında iyi bir şey. Anksiyete, depresyon Ancak, sadece karşısında, kolayca sinir "bir" olgu olarak işten olmaya gerek yok; Anksiyete, depresyon aslında bir bireysel ya da diğer bir deyişle, kalıtsal bir hastalık yılında biyolojik makyaj kaynaklanan edilebilir bir hastalıktır .

Ayrıca, Anksiyete depresyon her biri kendi benzersiz özelliklere sahip aslında çeşitli türleri vardır. Örneğin yaygın anksiyete bozukluğu veya YAB, Anksiyete, depresyon bu tür Take a çok daha ortalama Anksiyete, depresyon daha karmaşık olanlar Anksiyete, depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu bu tür zarar için belki bir gün olma-to-day alışkanlık rağmen bir aslında tek tek oldukça zamankinden daha paranoyak yapar, anksiyete saldırılara daha fazla, hatta bazen saçma sıktır. Bile bile hiçbir belirgin nedeni aramalar için onları bu şekilde davranmaya's endişeli olabilir. Insanlar yaygın anksiyete bozukluğu sorunum aslında için uykusuzluktan belirtileri olan bir çok gösterir dinlenmek, kolaylıkla yorulmadan, konsantre olamıyorum onlar ne yaptığınızı bile depresyon Doğum yapamaz olmak. Anksiyete, depresyon Bu tür hala tedavi edilebilir olduğunu, sadece küçük bir iş aslında hile olacaktır.

Depresyon belirtileri | depresyonun başlıca nedenleri | depresif | depresyon | depresyon belirtileri tedavisi | depresif | depresyon tedavi | pisikiyatr | pisikoloji | Ana Sayfa